12 Ocak 2012 Perşembe

Biz Kimiz?

Başınıza gelen en büyük felaketin sizi en büyük hayalinize ulaştırabileceğini tahmin edebilir miydiniz? İşte bizim başımıza gelen de tam olarak bu... Son zamanlarda ülke olarak birbiri ardına yaşadığımız felaketlerden sadece biri olan Van Depremi nedeniyle tanıdık biz birbirimizi... Bir akşam yemeğinde buluşmamız kitaplara olan tutkumuzu farketmemize neden olduğu için okuyorsunuz bu satırları belki de...

Bir çok insanla paylaşıp ciddiye alınmadığımız için kendi içimizde ertelediğimiz bir projeyi, birbirimizi tanımadan hayal ettiğimizi farkettiğimiz anda bunu bir işaret olarak kabul edip hayalimizi gerçekleştirmeye karar verdik. Bu kararı verdiğimiz o geceden tam iki ay sonra ilk post'umuzu yayımlamaya karar verdik.

Birlikten kuvvet doğar sözüne olan inancımız iki ay içerisinde bizim gibi kitap okumayı tutku haline getirmiş yedi kişiyi aramıza katmamızı sağladı. Ve işte "Çok Okuyanlar Kulübü" projemiz bu şekilde doğdu...

Bu kulübün üyeleri olarak kendimizi özdeşleştirdiğimiz kitaplarımız ile sizlerle tanışmaya hazırız...



Kürk Mantolu Madonna: İlk ve orta öğretim yıllarında ders dinlemek yerine sıra altında gizlice kitap okuyan, bir kitabı elime aldığımda bitirene kadar başka hiçbir şeye konsantre olamayıp insanları dinleyemeyen, yürürken bile kitap okumaya devam eden, geceleri sabahlara kadar kitap okumama tepki gösteren ailemi yorgan altında uyuma numaralarıyla kandırıp fener ve cep telefonunun ışığıyla kitabını bitiren, son olarak üniversitede sınıfımda herkesin son tercihi olan olarak Kütüphaneciliği yeni adıyla Bilgi ve Belge Yönetimini ilk tercih olarak seçen ve her yeni kitapta yeni bir karaktere bürünebildiğim , onun dünyasında kaybolabildiğim için seviyorum kitapları ben. Belki gerçek hayatta beni mutlu etmeyen her şeyden bu yolla kurtulmayı becerebildiğimden. Kendimi yaşadığımız bu zamanın Kürk Mantolu Madonnası ilan ettiğimden.
Twitter     Facebook    Blog



 Masumiyet Müzesi: Egitimimi Sağlık Kolejin de tamamladıktan sonra 11 Yıllık Hemşirelik hayatıma başlamış oldum. O zamanlar nerden bilebilirdim ki hayalimde ki mesleğin hayallerimi güçlendircek kitapları rahat rahat okumama fırsat yaratıcagını... Bu proje benim hayalimdi hayalimi gerçekleştirebilmek için Kürk Mantolu Madonnayla karşılaştıgım için çok sanslıyım. Benim için kitap okumak bir tutku,hayat biçimi,hayatım da olmazsa olmaz.Hayatımın heryerinde kitaplarım var sizin de hayatınızda hep kitaplar olsun...

Cesur Yeni Dünya: Henüz 19 yaşında, full enerjik, içi içine sığmayan bir insanım. Kısacası tam bir delikanlı diyebilirim kendime. Bazen çok umursamaz, bazende bişeyleri çok takabilen. kitap, makale, araştırma ve bilimum herşeyi okumaya hastayımdır.Hayatımda çok realist olup kitap tarzımda tercihim aşırı fanstastik ve tarihi araştırmalardır. İstanbul aşığı kişiliğim, fotoğraf ve müziğe olan obsesifliğim dışında sizlerle paylaşanileceğim şeyler şunlardır; 15 yıllık öğrencilik mesleği erbabıyım, liseden geçen sene mezun oldum dumanı üstünde bir üniversite öğrencisi olarak istanbul üniversitesi orman endüstri mühendisliğinde okumaktayım, insanlarla uyumlu kendimle çok zıtımdır. En sevmediğim ders olan felsefe sayesinde hayatımın kitabıyla tanıştım ve felsefeye hayran olmaya başladım ama felsefe dersini hala sevmem. 


Venedik'te Aşk: Eğitimini TED Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Kariyerinin ilk yıllarında medya alanında çalıştıktan sonra çeşitli şirketlerde Pazarlama ve Halkla İlişkiler bölümlerinde tecrübe kazandı. Öğrenmenin ve öğretmenin sonu olmadığı düşüncesiyle akademik kariyer yapmaya karar verdi. Şimdilerde İngilizce Öğretim Görevlisi olarak çalışmakta, aynı zamanda uzun yıllardır çevirmen ve editör olarak yazın dünyasına katkıda bulunmaktadır.








Sen ve Ben "İki Yırtık Ruh": 1977'de Zonguldak'ta doğdum. Lise eğitimimi TED Zonguldak Kolejinde, üniversite eğitimimi Doğu Akdeniz Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü'nde tamamladım. İş hayatıma bir reklam şirketinin satış bölümünde başladım. Daha sonra da bir prodüksiyon şirketinde proje sorumlusu olarak çalıştım.





Mr. Vertigo: Ben Nazlı, Twitterdan tanıyanlar için @nazv . Hayatım 4 şehir, 7 okul değiştirerek göçebe modunda geçti. Sonunda kendimi İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde buldum. Halen okuyorum, bir yandan da freelance çalışıp, arada da staj yapıyorum. Her şey iyi güzel hoş ama nereden başladı bu okuma sevdası derseniz, teyzem sayesinde. Üniversitede felsefe okuyan ve eve her seferinde valizi kitapla dolu dönen; odasının duvarları kitap dağlarından oluşan; ben daha minicikken elimden tutup, beni Barbie bebek almaya değil, kitap seçmeye götüren sonra da bıkmadan usanmadan bana o kitapları okuyan teyzeciğim sayesinde ben de okumaya ve kitaplara aşık oldum. Aldığım eğitim dolayısıyla Modern Amerikan Edebiyatı’nın ve özellikle Paul Auster’ın yeri benim için çok ayrı. Shakespeare, Fırtına; Romain Gary, Onca Yoksulluk Varken; Halide Edip Adıvar, Vurun Kahpeye; Helen Fielding, Bridget Jones’ Diary; Jeffrey Eugenides, The Virgin Suicides; F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby ve Paul Auster, Mr. Vertigo en sevdiğim kitaplar, tek bir tane seçemeyecek kadar kararsızım malesef. Umarım siz de blogumuzu okurken keyif alırsınız. Durmak yok, okumaya devam!

Twitter      Blog



 Küçük Prens: 31 Yasinda neseli, kıpır kıpır, istikrarlı, çok aşık, çok gezenti, Alpcan'ın annesi ama hala gezenti, kayak tutkunu, blogger, kitap kurdu, sosyal sorumlu, Italya aşığı, hayatı fazlaca ciddiye almayacak ve kendi elindekilerle mutlu olmayı bilecek kadar aklı basında, meditasyon bilinciyle hep dengede kalmaya çalışan ve sildi mi tam silen bir "sales specialist for Italian garment fabrics" 





The Buddha of Suburbia: Sanırım ilk okuldaki çocuk kitaplarını saymazsak edebiyat dünyasına ilk büyülü yolculuğum ‘’80 Günde Devr-i Alem’’ ile başlamıştı.  İçine çekildiğim büyülü dünya gün geçtikçe daha da derinleşti,  Alice sanki düştüğü çukurdan hiç çıkamayacakmış gibi. Lisede tanıştırıldığım Amin Maalouf kitaplarındaki harmanlanmış tarih-batı ve orta doğu ile mistik Odyssey hikayeleri daha fazla okumama, daha da fazla okumama ve sonunda da üniversitede Amerikan Edebiyatı bölümünü seçmeme kadar uzadı.
Edebiyat bu, dönemiydi, şekliydi, çeşidiydi, kuramıydı hiçbir zaman bitmez, sanırım ama beni içine en fazla çeken romanlar / kitaplar 3e ayrılır. Bolca mitolojik ya da mistik öğe ile harmanlanmış hikâyeler (klasik mitolojiye zaafım var ama fazla da fantastik sevmem) modernizm ve sonrası (sanırım bu kadar fazla ilgimi çekmiş olması ise hem realizme karşı gelmesi, hem de bilinç akışı şeklinde oluşturulduğundan aslında fazlaca reel olması.) Üçüncüsü ise şans eseri yazarla benim aramda oluşabilecek değişik bir bağ, hikâyenin içine girip, kitabı filme alıp kendime de başrolü vermek.  Bir de artık okul bitse de kendimi sabahtan akşama kadar ‘’Lost Generation’’ ve ‘’Beat Generation’’a boğsam diyorum. Evet 20lerden 70lere kadar olan yıllarla aramda ciddi bir aşk var.
Hah unutmadan ! Ben Aykun ve 21 yaşındayım, Istanbullu olup şehrimin en antika üniversitesinde okuyorum (bknz since 1453)


Muhteşem Gatsby: İşletme Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. En sevdiğim ve defalarca okuduğum kitapların başında Elif Şafak'ın "Araf" adlı kitabı geliyor. Bunun yanında bir diğeri, Francis Scoot Fitzgerald'in "Muhteşem Gatsby" adlı kitabıdır. Bunu da yeraltı edebiyatı yazarlarından olan Jack Kerouac'ın kitabı "Yolda" takip ediyor. Ben üçünden de vazgeçemiyorum.